Uzun yıllardır İtalya’da yaşayan Dr. Mehtap Pasin Gualano, Roma’dan yazdığı blogu ile dünya genelinde 1400 kişiyi aynı anda, Akdeniz-İtalyan modeli diyetiyle zayıflatıyor.
Roma’da yaşamını sürdüren ve asıl uzmanlığı insan fizyolojisi ve iç
hastalıklari üzerine olan Doktor Mehtap Pasin Gualano, sanat, moda, İtalya‘da yaşam ve Roma’dan haberlerle başladığı sonradan sonraya insanları istediği kiloya ulaştıran adeta bir zayıflama noktasına dönüşen blogunu, uyguladığı diyetinin inceliklerini ve başarı öyküsünü anlattı.
Tıpta dört farklı alanda uzmanlık egitimi alan ve yıllardır Akdeniz anemisi konusunda calışan Dr. Pasin, diyet konusuna ilgisinin
nasıl başladığı sorusuna, “Aslında bu bir şakayla başladı. Çünkü ben
‘isterseniz ,hem yersiniz hem de kilo verebilirsiniz’ diye çok iddialı
bir cümle yazmıştım blogda. Tabii ki, böyle bir şey söylüyorsanız, bunu
gösterebilecek bir birikiminiz olması lazım arkasında. Gerçekten
yaklaşık beş sene önce, blog aracılığıyla çok büyük bir grup oluştu ve
birlikte hem yedik hem zayıfladık” yanıtını verdi.
Hayata dair her türlü konunun konuşulduğu blogunu açtığı ilk
yıllarda sadık 6 okuru bulunurken, sağlıklı beslenme konularının biraz
daha ağırlık kazanmasıyla bugün 1400 kişiyi aynı anda zayıflatan sosyal
bir güce dönüşen Pasin, “Başlangıçta 3 ay diye başlamıştık. Şimdi
sürdürebildiğimiz kadar sürdürüyoruz. Bu iş zamanla alışkanlığa dönüştü
ve bu sene beşinci grubumuz oluştu. Ben aslında çok da özgür olmadığımız
bir dünyada en özgür olduğumuz konuda, yani elimizle ağzımıza
götürdüğümüz besinler konusunda ufak değişiklikler yaparak hem
sağlığımız için çok önemli kazançlar elde edebileceğimizi hem de normal
kiloya dönebileceğimizi gösteriyorum” diye konuştu.
Avusturya, Azerbaycan, Bangladeş, Çin, Japonya, Hollanda’dan,
Kanada, Suudi Arabistan ve İskandinav ülkelerinden olmak üzere dünyanın
pek çok yerinden diyete katılanların olduğunu belirten uzman doktor
Pasin, herkese tek tek yardımcı olmaya çalıştığını ancak gruptaki
sinerji sayesinde herkesin birbirine yardımcı olduğunu şu örnekle
aktardı:
“Bilgisayar mühendisleri var ve gruptaki beslenme bilgilerini daha
şematik hale getiriyorlar. Blog herkese açık, yazdırabilirsiniz, tekrar
tekrar dönüp okuyabilirsiniz. Herkesin birbirine yardım ettiği belirli
haftalar içerisinde belirli ufak tekniklerin uygulandığı, her şeyin
mutlaka bilimsel biraçıklaması olduğu bir beslenme programı uyguluyoruz.
Sonuçta amacımız Akdeniz-İtalyan usulü beslenmeyi hayatımıza geçirmek
ki zaten Türkiye’de Akdeniz’e kıyısı olan bir ülke olduğu için beslenme
alışkanlıkları buna çok uygun.”
DONDURMANIN DA BAKLAVANIN DA OLDUĞU DİYET
Kendisinin önerdiği beslenme modelinde yasak besin diye bir şeyin
sözkonusu olmadığını vurgulayan Dr. Mehtap Pasin Gualano, “Çünkü bir
şeyi yasakladığınız zaman ona yönelik bir istek doğuruyorsunuz ve bu da
bizde zararlı strese ve daha çok besin aramaya yol açıyor. Ben hiçbir
şeyi beslenmemizden tamamen çıkarma taraftarı değilim. Dondurma da
yiyeceğiz, yeri gelecek baklava da yiyeceğiz. Üstelik bizim korumamız
gereken çok zengin bir mutfak kültürümüz var. Hayatımızı sadece
haşlanmış sebze ve ızgara et yiyerek gecirmemiz hem mümkün değil hem de
sağlık açısından hiç doğru değil. Ayrıca zengin mutfak kültürümüze de
zarar veriyoruz” dedi.
Diyetin sadece doğru beslenme değil, ‘doğru yaşama kuralları’
anlamına geldigine dikkati çeken Pasin, diyetin, fiziksel aktivite,
düzenli uyku, olumlu düşünce gibi insanı iyi yaşatacak kavramları
yaşamımıza soktuğuna işaret etti.
“HER ŞEY ZAMANINDA YENMELİ”
Sürekli kalori hesaplayarak yaşanamayacağını, aksi takdirde yenilen
her şeyde suçluluk hissedileceğinden hayatın epey tatsızlaşacağını
ifade eden Pasin, “Halbuki akıllı bir beslenme modeli
oluşturulabilir.Çünkü bence biz çok şey biliyormuş gibi duruyoruz ama
aslında hiçbir şey bilmiyoruz. Benim hep savunduğum; her şeyi mevsiminde
yemek, her şeyden yemek ama porsiyonlara dikkat etmek” dedi.
Beyaz ekmek, patates, pirinç ya da makarnadan çok fazla korkulur
hale geldiğini ancak bu besinlerin obezitenin bu kadar yaygın olmadığı
yıllarda da hayatımızda olduğunu hatırlatan Mehtap Pasin, yapılması
gerekenin pişirilme biçimlerine, porsiyonlara ve bu besinlerin yanında
ne tüketildiğine dikkat etmek olduğunu söyledi.
SPOR ŞART MI?
Kimi uzmanların diyetin yanında spor yapmanın olmazsa olmaz
olduğunun hatırlatılması ve kendi diyeti için de bunun geçerli olup
olmadığının sorulması üzerine Pasin, “Spor yapmak denince ne
algıladığımıza bağlı. Çünkü hepimizin mutlaka bir spor salonuna
yazılacak ya da bir spor aktivitesi yapacak vakti, ekonomik imkanları
olmayabilir ama hareketsiz yaşadığımız kesin. Bir çoğumuz bir gün
içerisinde 5 bin adımın altında adım atıyoruz” ifadelerini kullandı.
Modern hayatın, insanları hareketsizliğe ittiğine dikkati çeken Pasin, şunları kaydetti:
“Belki spor yapmak değil ama yürüyüş gerçekten çok önemli ve çok
yardımcı. Yani sadece kilo vermek için değil. Sağlıklı ve uzun
yaşayabilmek için en iyi spor, yürüyüş. Yaşam stilimizde ve günlük
programımızda asansör kullanmayabilir, süpermarkete aracımızı çok yakına
park etmeyebilir, otobüsten bir durak önce inebiliriz. Hiçbir şey
yapamayanlar için bile evin içerisinde yapılabilecek hareketler var.
Önemli olan hareketsiz yaşama çok adapte olmamak. Aslında ideali her gün
20 dakikanın üzerinde normal adımda fiziksel aktivite yani normal
adımda gezinti yürüyüşü yapmak.”
KAYBEDİLEN KİLOLAR AĞAÇ OLARAK DÖNÜYOR
Belirli dönemlerde tartıldıklarını aktaran Pasin, gelen sonuçlardan
çok memnun olduğunu çünkü çok az kilo verenin de en az 10 kilo
verdiğini anlattı. Mehtap Pasin, kaybedilen kilolar için ağaçlar
dikildiğini belirtti ve sayede Edirne ve Şanlıurfa’da iki küçük ormanın
büyümekte olduğu bilgisini verdi.
İTALYANLAR NEDEN ZAYIF?
İtalya’da kolay kolay şiman sayılabilecek kilolu insan pek
görülmemesi ve bunun nedenine ilişkin soru üzerine de deneyimli doktor
Pasin, şunları söyledi:
“Çünkü İtalyanlar çok hareketliler. Yemeği çok seven, çok güzel,
çok keyifle yemek yiyen bir ülke. İtalyanlar yürürler, dans ederler.
Yaşlılar ya da belirli bir yaşın üstündekiler asla eve kapanıp divanın
bir köşesinde televizyon seyretmezler. Mutlaka çıkar arkadaşlarıyla
buluşurlar. Dünyanın 100 yaşının üzerinde bireyi en fazla olan ülke
İtalya. Özellikle Sardunya adası. Akdeniz diyetine bağlıdırlar.
Zeytinyağı çok kullanırlar ve eti sebzeyle birlikte yerler. Çok doğru,
çok lezzetli ve çok keyifli bir mutfaktır İtalyan mutfağı.”
İtalya’da yaşlı kuşağın yediğine içtiğine dikkat ettiğine ancak
aynı şeyin genç kuşak için söylenemeyeceğine dikkati çeken Pasin,
İtalyan çocuklarının, AB ülkeleri arasında en fazla kilo fazlalığı olan
çocuklar olduğuna dikkati çekti. Pasin, bunun nedenini ise annelerin
yemek hazırlayacak vakit bulamayıp hazır ve rafine besinlere yer
vermesinden kaynakladığını kaydetti.
Aracımı Kiraya Vermek İstiyorum
Aracımı Kiraya Vermek İstiyorum
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder