İşe önce kendinizi severek başlayın.
Onu sırf kendisi olduğu için sevin.
Dişiliğinizi ve orjinal kimliğinizi koruyun.
Annesi olmayın!
Onu gerçekten tanımaya çalışın. Hayaller ayrı bir dünya!
İşe önce kendinizi severek başlayın. Hepimizin de bildiği gibi;
kendini sevmek bencillik demek değildir. Düz mantıkla şöyle diyelim:
Eğer kendinizi sevmeyi beceremiyorsanız, bir başka insanı nasıl
seveceksiniz?
Sağlıklı bir sevgiden bahsediyorum. Sevginin beklenti ve
takıntılardan arınmış, saf halinden… Biz kadınlar diğerlerini sevmekle o
kadar meşgul oluyoruz ki; kendimizi sevme konusunda genelde sınıfta
kalıyoruz. Buna ne hal kalıyor, ne de vakit! Açıkçası resimden silinip
gidiyoruz. Sevgimizin tümünü erkeğimize, çocuklarımıza veya bizim için
değerli olan diğer insanlara harcıyoruz. Halbuki kendini sevmek, hayatın
ve dengeli bir kişiliğin temelinde yer alıyor.
Onu sırf kendisi olduğu için sevin. Erkeğimizin sevdiğimiz birçok
yönü olabilir. Belki güçlü oldukları için, belki bize seksi geldikleri
için, bize ilham verip mutlu ettikleri için veya sırf komikler,
zenginler vb. diye… Ama unutmayalım, erkeğimizi sevme sebebimiz bunlar
olamaz! Onu bir bütün olarak seviyoruz aslında. Sadece birkaç özelliği
yüzünden değil ki! Sevgimiz koşullara bağlı olmamalı. Onu seviyoruz. O
kadar! Öte yandan erkekler de aynı hataya düşüyor. Kendilerini iyi
hissettikleri yönleri yüzünden kadın tarafından sevildiklerini
düşünüyorlar. Kadınlar bu bir kaos! Erkeklerimize bu konuda yardımcı
olacağız ve onları sevmemizin sebebinin sadece “kendisi” olduğunu sık
sık hatırlatmalıyız.
Dişiliğinizi koruyun. Erkeğimizi etkilemek isterken genelde kendimiz
olmaktan çıkarız biz. Zamanla başkalaşırız. Ama aşkımızın kaynağı
içimizde olmalı. Farklılaştıkça doğallığımızı kaybederiz. Dışarıdan
taşıma suyla değirmenin dönmeyeceği gibi; kendisi olmayı bırakmış bir
kadın da sevdiği erkeği zamanla itmeye başlayacaktır. Erkeğiniz size
hangi halinizle aşık olduysa, bunu korumaya gayret etmelisiniz. Hele bir
de sevgiyle perçinlerseniz, harika!
Annesi olmayın! Erkeklerin annelerine düşkünlüğü asla bir sır
değildir. Karar bir ölçüde bunun devam etmesine izin vermelisiniz. Sakın
annesinin yerine geçmeye çalışmayın ya da erkeğinizin sizi o moda
sokmasına izin vermeyin. Size aşkı için geldi. Erkeği derleyip
toparlamak bir çare gibi görünse de, çoğunlukla kimlik karmaşasına yol
açar. Aslında hiçbir erkeğin, sizden gerçekten annesi olmanızı
istediğini sanmıyorum. Özellikle çocuk sahibi olduktan sonra, “iki
sevgili” halinizi sürdürmek hayli zor. Ama mutlaka bunu başarmanız
gerekli. Yoksa bu konu dipsiz bir kuyu!
Onu gerçekten tanımaya çalışın. Hayaller ayrı bir dünya! Erkeklerin
“Karım/Sevgilim beni anlamıyor” dediği noktada durum çok vahim demektir.
Gerçi “Kırk gün taşı, bir gün indir; senden kötüsü olmaz.” esası burada
oldukça geçerli ama konu daha oralara gelmeden “iyi bir dinleyici”
olmakta fayda var. Her ne kadar “ben senin hamurunu biliyorum” edasıyla
erkeğinin etrafında dolansa da, kadın her defasında onu dinlemek ve
anlamak zorundadır. Erkeğimiz hakkındaki her şeyi bilmemize imkan yok!
Erkekler sanıldığı kadar “basit denklemlerle düşünen varlıklar”
olmayabilir. Bir bakın bakalım; gerçekten ne diyor? Belki de kendisi
dahi, ne kadar karmaşık biri olduğunun farkında değildir! Onu sevmeye
devam etmeli ve ona bu sevgimizi bu özeni göstererek daima
hissettirmeliyiz.
Aracımı Kiraya Vermek İstiyorum
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder