Moda haftaları oluyor, belki gidip podyumda son moda kıyafet veya
aksesuarları izliyorsunuz. Belki moda dergilerinin sıkı takipçisisiniz.
Modadan çok iyi anlarım, sürekli gelişmeleri takip ederim. Hatta zaman
zaman benim giydiğim moda olur diyebilirsiniz. Moda kavramı biraz
çelişkili. Her zaman her moda olan size yakışamaz.
Böyle bir moda
olamaz. Sizin kişiliğinize, belki proporsiyonunuza (boy-kilo-vücut
hatları orantısı), ten renginize, saçınıza, gözünüze, vücut şeklinize ve
ruhunuza yani zevkinize uyan şeyleri giyin ve takın. Ancak bu şekilde
şık ve güzel olursunuz.
Bu dediğim erkekler için de geçerli elbette. Sahne ve şov dünyasının
insanlarının giydikleri günlerce olay olur gündemden düşmez. Siz siz
olun bunları yaptırmaya, bulmaya ve giymeye kalkışmayın! Düşünsenize çiğ
etten yapılma elbiseyle yarı çıplak dolaştığınızı! Neyse işin şakası bu
tabii. Moda denilince bile yerinde duramayan, yazımı bile okurken
heyecanlanan hanımlar var biliyorum. Alışveriş, moda, yenilik, güzellik,
estetik, uyum..
Bu kavramlar biz kadınlar için var. Peki siz hiç kendinizi
incelediniz mi, alıcı gözüyle baştan aşağı? Stiliniz yani kendinize ait
bir giyinme zevkiniz, tarzınız var mı? Genelde tezgahtardan veya
arkadaşınızdan mı yardım alırsınız? Zor mu beğenirsiniz, saatlerce
alışveriş mi yaparsınız? Pahalı kıyafetlerle şık olacağınızı mı
düşünürsünüz? Nasıl kombinlerden hoşlanırsınız, sizi yansıttığını
düşünürsünüz? Aslında bu soruların cevabı çok basit. Aynaya haftanın her
günü dikkatlice bakın ve not edin. Haftanın sonunda az çok tarzınızı
anlarsınız.
Spor mu, klasik mi, seksi – feminen mi, ciddi mi, maskülen mi,
abartılı mı? Sizin moda zevkiniz nedir? Tamamen ruhunuzu ve
karakterinizi yansıtan şeyleri farkında bile olmadan seçiyor, alıyor ve
kullanıyoruz hanımlar. İşin özü de bu. Sonuçta birinde görüp
beğendiğimiz bir elbisenin ya da bir çantanın peşinden koşsak bile, o
kombini ya da parçayı beğenmemiz, bunun altında da ruhumuzu yansıttığını
düşünmemiz yatıyor. Siz capcanlı, renkli, sosyal, konuşkan ve kadınsı
iseniz, kırmızıyı her yerde çekinmeden kullanırsınız.
Kırmızılar içinde çok da rahat hissedersiniz. Sakin ve çekingenseniz,
ya pastel tonları ya da soyutlayan koyu renkleri seçebilirsiniz. Moda
anlayışınız zevkinize kalmış. Ben çok zevkliyimdir, modadan iyi anlarım,
ne giysem yakışır diye bir şey kesinlikle yok. Maalesef ne giysek
yakışmaz. Bu dünya güzeli seçilen bir kadında da aynıdır, sizinle ilgisi
yok. Modayı geçtim, herhangi bir parçanın size uymadığı taktirde
yakışması ve güzel göstermesi de imkansız.
Bir de vitrinde ya da mağazada görür görmez aşık olduğumuz parçalar
var ki sormayın. O an mutluluktan uçabiliriz. İşte o, hayalim, onu
buldum ve hemen denemeliyim hissi gelir. Bazen denemeden bile
alabiliriz. Rengi, kumaşı, deseni, dokusu belki markası ya da yine stil
ikonlarında gördüğümüz bir parça ise aşık olur ve alırız. Bence bu
durumlarda yapılacak fazla bir şey yok.
Çünkü bir kadın alışverişte durdurulamaz.. Sevdiği şeyi mutlaka
almalıdır. Kendine yakışması ikinci planda gelir kaldı ki, onu sevmesi,
onla bütünleşmesi ve ruhunu yansıtması da yetebilir. Seçtiğiniz kıyafet,
aksesuar ve ayakkabı tamamen zevkinize ve size kalmış. Yeter ki,
zorlama olmadan, isteyerek alın ve güle güle kullanın..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder