Bağışıklık Sistemimizi Güçlendirmek İçin 3 Önemli Bilgi

Kış mevsimi, soğuk, yağmur, kar, nezle, grip, üst solunum yolu enfeksiyonları gibi sorunları da beraberinde getiriyor.

• Hasta olmadan, yatağa düşmeden bu enfeksiyonları nasıl hafif atlatabiliriz?

• En kısa sürede nasıl kendimizi toparlayabiliriz?

 Yapılan araştırmalar, yetişkinlerin yılda 3-5 kez, çocukların ise 7-9 defa üst solunum yolu enfeksiyonu geçirdiğini gösteriyor. Bu enfeksiyonların büyük kısmında etken virüsler olduğu için tedavi de genellikle semptomatik  oluyor. Hastalıklardan korunmanın ilk koşulu güçlü bir bağışıklık sistemi. Bunun için dikkat edilmesi gereken bazı noktalar bulunuyor. Örneğin açık havada spor yapmak, bol oksijen, bağışıklık sistemi için çok gerekli. Pozitif olmak, hayattan zevk almak, stres ve yorgunluktan uzak olmak, bol sebze ve meyve yemek, düzenli uyku, kafein, alkol ve sigaradan uzak durmak gibi. Ne yazık ki, her zaman bu kadar düzenli yaşamak, stresten uzak durmak mümkün olmuyor. Bu nedenle dışarıdan takviye olarak kullanılabilecek, sadece eczanelerde bulunan besin destekleri bulunuyor.

1. PELARGONİUM SİDOİDES KÖKÜ SIVI EKSTRESİ ( AFRİKA SARDUNYASI)

Vatanı Güney Afrika olan Pelargonium sidoides kökü sıvı ekstresi, uzun yıllardır geleneksel tıp uygulamalarının bir parçası olarak kullanılıyor. Yapılan araştırmalar bitkinin köklerinden çıkarılan özün bronşit, sinüzit, anjin ve rinofarenjit olgularında etkili ve ayrıca antiviral özelliklere sahip olduğunu gösteriyor. Bunun dışında bağışıklık sistemini güçlendirdiği ve balgam söktürücü bir etkiye sahip olduğu da biliniyor. Bu nedenle değişik akut ve kronik enfeksiyonların tedavisine yardımcı oluyor. Pelargonium sidoides uygulaması ile öksürük, ateş, boğaz ağrısı, halsizlik, yorgunluk gibi yakınmalarda hızlı bir iyileşme sağlanabiliyor. Şimdiye kadar hiçbir yan etkiyle karşılaşılmamış olmasına karşın, kumarin türevleriyle birlikte kullanıldığında kan pıhtılaşmasını engelleyici etkide bir artış meydana gelebiliyor. Kullanımına gelince, akut enfeksiyonlarda yetişkinler ve 12 yaşından büyüklere günde 3 defa 20-30 damla, 6-12 yaşındaki çocuklara günde 3 defa 10-20 damla, 6 yaşından küçüklere günde 3 defa 5-10 damla, yemeklerden yarım saat önce bir miktar sıvı ile verilebiliyor.

2. BETA- GLUKAN

Beta-glukan, ekmek mayası hücre duvarından elde edilen çoklu bağ yapısında bir poliglukoz molekül. Üniversitelerde yapılan çalışmalarla bağışıklık sistemi üzerindeki uyarıcı etkileri kanıtlanmış bulunuyor. Akyuvar  hücrelerinin daha etkin ve hızlı savunma yapmasını sağlıyor. Vücut direncini artırarak bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Yetişkinlere, sağlıklı bireylere günde 1-2 kapsül ya da 10-20 mg öneriliyor. Herhangi bir hastalık durumunda doz yükseltilebiliyor.
Çocuklarda da günde bir kapsül olarak rahatlıkla kullanılabiliyor. Beta-glukan hakkında çok sorulan iki soru var. Birincisi, “ekmek mayasına alerjisi olanlar kullanabilir mi?” Evet. Ekmek mayasından özel bir ekstraksiyon yöntemiyle ayrıldığından içinde ekmek mayası bulundurmuyor. İkinci soru da, “her gün kullandığımda bağışıklık sistemimi aşırı aktive etmiş olur muyum?” Hayır. Betaglukan makrofajı aktive ettiği için onu yabancı maddelere karşı hazırlıyor, yani ancak bakteri, virüs ya da mantarla temasa geçerse immün cevap oluşuyor.

3.     ECHİNACEA (EKİNEZYA KIŞ ÇAYI)

Kuzey Amerika’nın yerli çayır bitkilerinden olan echinacea’nın, büyüme ve çiçeklenme aşamasında çiçek, kök ve toprak üstünde kalan gövde parçası medikal olarak kullanılıyor. Tarih boyunca Amerikan yerlileri tarafından yılan sokmalarına, yaralara ve enfeksiyonlara karşı sık sık kullanılmış olan bu bitki, beyaz kan hücrelerinin (makrofaj ve lenfositler) üretim ve faaliyetinin artmasına yardımcı oluyor. Akyuvarların enfeksiyon bölgesine hareketini hızlandırabiliyor, böylece bakteri, virüs ve diğer mikroorganizmaların yok edilmesine yardımcı oluyor. Echinacea, en yaygın iki viral hastalığın önlenmesinde kullanılıyor. Soğuk algınlığı ve grip. Belirtiler ilk görüldüğünde alınırsa daha etkili olabiliyor. İlaçlar her ne kadar besin desteği, bitkisel, doğal olsa da, kullanmadan önce doktorunuza ya da en yakın sağlık danışmanınız olan eczacınıza sormadan kullanmamanızda fayda var.